top of page
  • Yazarın fotoğrafı

DERİNLEŞMEK – KORKU

Bugünlerde yüzyüze geldiğim ve beni çokça kendi içimde karanlık, gölgede kalmış bir tarafımla yüzleşmeme neden olan derinliği deşmek istiyorum.

Alev Belviranlı’dan ( içteniyileşme.com) yaklaşık belki 3 aydır karın iç organ masajı alıyorum. Ve çok sevdiğim, adeta her seferinde kendi mabet alanıma gelmiş gibi hissettiğim ve her seferinde farklı bir açılım içinde, en derin ve en hassas bölgemin içinde, Alev’in yumuşak ama etkili, güvenli dokunuşları araçılığı ile, duygusal-zihinsel-fiziksel kasılmalarımla karşılaştığım her biri birbirinden değişik hislerle yoğunlaşarak çıktığım seanslar oluyor. Kimi zaman yalnız kalma, kimi zaman iritasyon ve öfke, kimi zaman iyice gevşemiş hissi ile, mabet alanımdan günlük hayatıma geçiş yapıyorum. Ve bu seansların birinde, Alev’in kurduğu cümleler aklımda ve kalbimde yer etti : “Mey, gazların ile öyle bir sıkışma hali yaşıyorsun ki, adeta derinleşmeme izin vermiyor bu gazlar. İstersen bu derinleşme üzerine bir düşün…”

Ve birkaç hafta sonra tekrar aynı cümleleri bambaşka bir ortam ve başka birinden duydum. Şöyleki yaz tatili için gittiğimiz, son durak olarak yolun bizi götürdüğü güzel mi güzel Kaş beldemizde, yamaç paraşütü yapmaya karar verdim. Onur’un teşviki, cesaret vermesi ve desteği ile. Yükseklik korkum var ve belki bu yükseklik korkumu ancak uçarak yenebilirim diye düşündüm. Rüyalarımda uçamamamı, Eiffel kulesine çıkarken, aşağıya bakarken bir anda başımın dönüp yere düşücek gibi hissetmemi veya Empire State Building’in zirvesinde (New York’taki yüksek gökdelenlerden biri) elimdeki fotoğraf makinesinin sanki elimden kayarak düşüyor gibi hayal edip, yine o yükseklikten aşağıya derine bakamamı hep yükseklik korkuma bağladım. Ve yamaç paraşütü yapacağım sabah beraber bizi zirveye taşıyan hocamızla aramda çok ilginç ve beni yine can evimden vuran bir sohbet geçti :

– “Hocam benim yükseklik korkum var , hem heyecanlıyım hem korkuyorum ve belki uçarsam bugün yükseklik korkumu yenmemde ilk adım olur” dedim. Ve ilave ettim : “Ne zamanki yüksek bir binaya çıkıyorum ve aşağıya bakıyorum başım dönüyor ve hiç rüyalarımda uçamıyorum. Hem çok özeniyorum hem de için için kıskanıyorum rüyalarında uçanları .”

Ve kocaman cüssesi ve sevimli bir gülüşü ile genç hocam :

– Paraşüt ile atlarken rüzgar seni alıp götürdüğü için düşmekten ziyade havalanıp uçuyorsun bir kuş gibi. Ve bence senin yükseklik korkundan ziyade derinlik korkun var.

Ve ben bu cümleleri kocaman gözlerimi açarak, içimde yer edinerek dinledim. Ve bütün uçuş esnasında aklımın bir kenarına yazıldı. Aşağıya indiğimde ne yapmayalım diye cevap bulmayı umarak, bana ışık yakacak bir rehber olmasını dileyerek bizi yukarı götüren kişiyi görmeyi ümit ettim.

Gerçekten atlama anında sakinliğimi koruyabildim ve hocamın güvenine teslim olarak kendimi bıraktım.

Rüzgarın eşliğinde süzülmek. o yükseklikten farklı bir perspektif içinde yeryüzünü, bahçeleri, evleri, çoğrafyayı gözlemlemek, bir kuş gibi uçmak, ayaklarımın yerden kesilmesi harika hislerdi.

Yere indikten ve paraşütleri toparladıktan sonra bizi yukarıya çıkaran hocayı tekrar görünce sevindim. Hemen yanına gittim.

– “Derinlik konusunda dedikleriniz beni düşündürdü ne yapmam lazım ? ” Ve bu soruyu sorduğum an içten içe, bunu şunu yap diye yönlendirmesini ümit ettim.

Ve bana yine sevimli bir şekilde gülerek :

– ” Bunun cevabını ancak sen bulabilir ancak sen bilebilirsin. Sen bunun üzerine bir düşün. ” dedi.

Ve bu iki olayın ardından geçenlerde N. arkadaşım ile Cihangir’in bahçeli bir kahvesinde buluşup, birbirini yeni tanımanın gizemi, merakı ve hoşnutluğu içinde, hayatlarımız içinden birbirimize çıplak kalmamıza izin vererek, derinlerde kalan yaşanmışlıkları paylaşmaya başladık: Aşklarımızdan, yalanlardan, kırgınlıklarımızdan, kızgınlıklarımdan, özlemlerimizden, sevgimizden, traumalarımızdan, hayatın bağı içinde bütünlüğünden ve daha nicelerinden. Ve ben açıldıkça, o açıldıkça hem büyük bir rahatlık ama aynı zamanda da içimde tarif edemiyeceğim bir dengesizlik hissetmeye başladım. Belki dengesizlik demek doğru olmaz. Ama bütün bedenim merkezinden çıkmış bir şekilde titremeye başladı. Tarifini bulamadığım, ve o an artık yalnız kalmak istediğim bir an olmaya başladı. Ve eve gidip yoga yapmak istedim, biraz oturup meditasyon içinde kalıp iç sesimi duyacağım bir alana gitmek istedim. N. arkadaşıma sonsuz teşekkürler. Paylaşırken birbirimizin hayatını birbirimizin aynasında, derinleşme içinde hislerimi gördüm. Alev’in ve yamaç paraşütü yaptıran hocamın sözlerini düşündüm. Belki geçmişte o kadar büyük bir şekilde çıplak kalmama izin vermiş ve hayatın bütünlüğü içinde kendime göre belki öyle bir üzülmüştüm ki, tekrar bu kadar açılmaya ve bu kadar derinden hissetmeme çokça izin vermiyorum kendime.

Geçenlerde arkadaşımın videosu ile doğada yoga yaparken çekim yaptığım görseller elime geçti. İç ve dış mekanın birbirine geçişini ve aradaki sınırın geçirgenliğini çok güzel anlatan bir görsel çalışma gibi geldi bana. İçsel ve dışsal alanımızın bütünlüğü içinde, derinleşmemize izin vereceğimiz ve bilinçaltımızın bize izin verdiği ölçüde, derinliklerimizden yüzeye çıkacak hislerimizin, gölgede karanlıkta kalmış ne varsa zaman içinde aydınlanacağı yoga uygulamaları diliyorum herkese….



2 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Kendimce...

bottom of page